Cilt Tipleri

KARIŞIK CİLTLER :Yağı, nemi, asidi ahenkli olan cilt, dengelidir.

Bu cilt tipi, ideal olmakla birlikte az bulunur. Bu tür cildin dokusu çok düzgündür, gözenekler hiç belli olmaz. Dokunulduğu zaman ele pürüzsüz gelir; ne ıslak, ne de yağlıdır.

Yalnız, bu tür cilt zamanla kuruma eğilimi gösterir. Onun için, cilde durumunu koruması bakımından yardım etmelidir.

DENGELİ CİLTLER :Yağı, nemi, asidi ahenkli olan cilt, dengelidir.

Bu cilt tipi, ideal olmakla birlikte az bulunur. Bu tür cildin dokusu çok düzgündür, gözenekler hiç belli olmaz. Dokunulduğu zaman ele pürüzsüz gelir; ne ıslak, ne de yağlıdır.

Yalnız, bu tür cilt zamanla kuruma eğilimi gösterir. Onun için, cilde durumunu koruması bakımından yardım etmelidir.

YAĞLI CİLTLER:
Yağ bezlerinin fazla “sebum” çıkarması cildin yağlı olmasını sağlar. Bu durum daha çok koyu renk ciltlerde görülmesine rağmen, açık renk bir cilt de bu yüzden soluklaşabilir.

Yağlı ciltler daima parlar, derileri kaba, gözenekleri açıktır. Bu tip ciltlerde çoğu zaman siyah noktalar bulunur, sivilceler çıkar ve akne görülebilir.

Yağlı cilt daha uzun süre genç kalır, daha az çizgilenir; genellikle yaş ilerledikçe daha da güzelleşir. Ciltten bütün yağı almaya kalkışmak bezlerin daha çok çalışmasına yol açar. Bunun için sadece yüzeydeki yağı alarak bezlerin fazla çalışmasını önleyecek kadarını bırakmalıdır. Sert sabunlarla, losyonlarla cildi temizlemeye kalkmak çoğu zaman üstderinin suyunu alıp kurumasına neden olur, cilt pul pul kalkar.

KURU CİLTLER :
Cildin kuru olması üç nedenden ileri gelir; suyun uçması, yağ bezlerinin yeterince çalışmaması ve yaşlanma.

Bu durum açık renk tenli kadınların % 85′inde görülür. Cildin dokusu genellikle düzgündür ama hem gergin durur, hem de bu gerginlik hissedilir. Cilt çabuk çatlar, pul pul olur ve soyulur. Genç yaşlarda bile çizgiler, kırışıklıklar görülebilir. Bunlar özellikle göz ve ağız çevresinde olur.

Bu duruma sebep olan diğer etkenler de uygun olmayan kozmetikler, sert sabunlar, güneş, rüzgar, kaloriferli evler, havalandırma tertibatlarıdır. Kuru cildi korumak için yapılacak en önemli şeylerden biri de yüzün neminin uçmasını engelleyerek su kaybını önlemektir. Tabi yağların eksikliği, yüze sürülecek yağlı kremlerle giderilmelidir.

CİLT YAPISI :Vücudumuzu boydan boya saran cildimiz, malesef çoğu zaman göstermemiz gereken ilgiden yoksun kalıyor. Halbuki bakımlı bir cilde sahip olmak güzellik kadar sağlık için de önemli. Solgun, sarı, kuru ve buruşmuş bir cilt, başka bir rahatsızlığımız olmasa bile hasta görünmemize sebep olan en büyük etken.

Dolayısıyla güzellik ve sağlıklı görünüşe giden yol, ilk olarak cilt bakımından geçiyor. Aslında cildimize iyi davranmak hiç de o kadar zor değil. Hele her gün kendimize ayıracağımız birkaç dakikanın bize kazandıracağı inanılmaz yararları düşünüldükçe…

Bakım için neler yapmamız gerektiğine geçmeden önce cildimizi daha yakından tanımaya ne dersiniz? Oldukça karmaşık bir yapıya sahip olan cildin durumunu belirleyen belli başlı üç faktör vardır. Soyaçekim, çevre ve yaş. Tüm bu verilere rağmen cilt, beden kimyasının verdiği ustalıkla ve bizim kontrolümüz altında olan sıkı bir bakımla kendisini her an yenilemeye, tedavilere iyi cevap vermeye hazırdır. İyi bir cilt, koyu ya da açık, her yerinde rengi aynı, pürüzsüz, sıkı ve esnektir. Her ne kadar cilt deyince genelde sadece yüz düşünülse de, daha sert, kaba derili tüysüz olan avuçlarla tabanların dışında, bütün vücudun cildi aynıdır; vücut cildi de dış etkenlere aynı yüz cildi gibi tepki gösterir.

2 mm. kalınlığındaki cilt, ortalama 3 kilo ağırlığıyla vücudumuzun en büyük organdır ve kendisine özgü, güçlü çalışmalarla dolu bir yaşayışı vardır. Cilt vücudu bakterilerden, kimyasal maddelerden, yabancı cisimlerden koruyan bir örtü gibi düşünülebilir. Ancak bu örtü canlıdır, soluk alır; kan damarları, yağ bezi kanalları, sinirleri, kıl kesecikleri vardır. Cilt aynı zamanda bir termostat görevi de yaparak ısıyı vücutta tutar ya da terle vücudu soğutur. Vücuda inen darbeleri engelleyen bir tampon olduğu gibi, alıcı duygu organları sayesinde dış dünyayla ilişkimizi de sağlar.

Bu kadar çok görevi birden üstlenen cildimiz, iki ana tabakadan oluşmuştur. Gözle görülen tabakaya “epidermis” (üstderi) denir. Bunun altında kalan tabaka da “dermiş” (altderi) dir. Üstderi, bütün sıvıları kapatarak, zararlı şeyleri içeriye sokmaz, vücudu korur. İçderi ise üstderiye en gerekli olan şeyi, yani nemi sağlar, böylece üstderiyi besleyip destekler.

Cildin görünüşü bakımından çok önemli olan yağ tabakalan ise, cildin hemen altında bulunurlar ve cildi daha derindeki kaslarla kemiklerden ayırırlar. Yağ tabakasının görevi cilde destek olmaktır. Yine yağ tabakası, yağ bezlerini besler, cilt için gerekli, yağda eriyen A, D, E vitaminlerini aktarır. Fazla rejim ya da hastalık yüzünden yağ dokularının hemen hepsini kaybetmek, cildin görünüşünü, niteliğini çabucak değiştirir.

Hormonlar da cildin durumunda çok büyük bir rol oynar. Erginlik (buluğ) çağında cildin kabalaşmasından hormon dengesi sorumludur. Seks hormonları yağ bezlerini tahrik eder; yağ bezleri genişler, dolayısıyla kanallar, gözeneklerde genişler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu